22 Şubat 2009 Pazar

http://konyakulutekinsonmez.blogspot.com Neden? İkinci Yazı


Değerli Okur,
İlk yazıda mesleksel bir tutku ile simgesel bir anma yaparak söze başladım. Bu kez bir kent söz konusu. Modern kentler de arkaik kentler de yaratılan kurumlarla yaşar ve ölümsüzleşirler. Stockholm, bu anlamda Nobel Ödülü simgesi ile de son yüzyılın yarattığı bir Başkent oldu. Burada; “Svenska Akademien” yazısını dorukta taşıyan yapının önündeyiz. Nobel Müzesi de buradadır. "Batı Rüyası Okulu Kulu" adlı yapıtıma konu olan ve analitik deneme yazılarımla ve söyleşilerimle yaklaşmaya gayret ettiğim en büyük göç gurubunu oluşturan insanlar; işte evrensel insan algısına bu simgelerle seslenen böyle bir kentte, Stockholm'de yaşıyorlar. T.S.


Değerli Okur,
"Batı Rüyası Okulu" başlıklı proje için 2002’de Kulu’ya gittim ve daha önce belediye başkanlıkları yapmış, seçilmişlerle buluştum, söyleştim. Batı Rüyası Okulu Kulu, adlı yapıt bu söyleşilerden oluştu. Bu yapıtın yayınlanışı ve kamuya sunuluşunun üzerinden yedi yıl geçti.

Gerek bu çalışma başlangıcı; Kulu’ya gidip gelme süreci vs., gerekse söyleşilerle ortaya çıkan belgeci saptamalar üzerine bir yazar olarak daha da söyleyebileceğim, yazabileceğim şeyler var.

Türkiye’de ikinci bir örneği olmayan bu yapıtta yedi başkan yer aldı. Biricik olma özelliğini pekiştiren bir öge ise hepsi hayatta iken yapıtın basılışını izlediler, okudular. Başkanlardan herhangi bir düzeltme gelmedi. Yapıtın belgesellik anlamında güvenilirliği tamdır.

Bu süre içinde yapabildiğim şeyler var, yapamadıklarım var. Yapabildiklerimi özetleyeceğim.

Bir yazar olarak yapabildiklerimden bazıları, M. Ali Baran ailesinden izin alarak Cumhuruyet Gazetesi’nde yayınladığım fotoğrafları, kalıcı olması ereği ile yapıtın ikinci basımında sundum. Bu fotoğraflar belgesellik için üçüncü basımda kapağa çıkarıldı.

Ele geçen bu tür belgelerle, her yeni basım güncellenirse bu tür yapıtlar zenginleşir. Ben de bu yolu seçtim. Bu yapıtın kitleselleşmesi için Kulu’ya gittim, Kulu Kaymakamı gözetiminde, Kulu Lisesinde iki yüz adet kitabı öğrencilere armağan ettim.

Yapamadıklarım için engeller ileri sürmeyeceğim. Bununla birlikte, geçen bu yedi yıllık sürenin, bir yazar olarak benim lehime çalıştığını da söyleyebilirim. Bu süre içinde, bu kapsamda bir emek ürünü, benzer ikinci bir belgeci çalışma yayınlanmadı.

En önemlisi erken Kulu’nun içsel tarihini anlatı olarak verecek, yaşarken belgelendirilecek en önemli kişilerden Sayın M. Ali Baran artık hayatta değil. Bu yapıt bu anlamda Sayın Baran’ı yaşarken konuşturen tek yapıt olma özelliğine sahip.

İkinci bir başka neden ise; o günkü koşullara oranla, bugün bu çalışma üzerine daha yansız bir gözlemci olarak bakacak durumdayım. Bu tür çalışmalarda kesin bir yansızlık gerekir. Bu tür yansız olma, yansız kalma özelliği için gereken ölçütlerin, eli kalem tutan her insanda olmayacağını, uzun yıllara dayalı yazarlık deneyimimle biliyorum.

Kulu açısından değil sadece, İsveç’te yaşayan Kulu çıkışlı nüfus hareketlerini ele almak ve çağdaş bir bakışla derinleşmek için çeşitli çalışma düzenekleri ile birlikte bu yapıtı, sonraki çalışmalarım için de güvenilir bir kaynak olarak görüyorum.

Konya-Kulu; http://konyakulutekinsonmez.blogspot.com başlıklı bir blog yapmaya, düşüncelerimi burada açıklamaya karar vermemin nedenleri var. Yapacağım yeni şeyler için buradayım.

Bu konuda yeni söyleşilerle ve yapacağım analitik deneme yazılarıyla burada karşınızdayım, evet.

Tekin Sonmez